ONE EYED JACKS (1961) Senaryosu Charles Neider, Guy Trosper tarafından yazılan ve 1962 yılında Marlon Brando’nun rejisiyle, “One – Eyed Jacks” ismiyle (Tek Gözlü Jck) 30 Mart 1961 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde vizyona giren filmden uyarlamadır. Bu filmin başrollerini, Marlon Brando (1924-2004), Karl Malden (1912-2009) Ben Johnson (1918-1996), gibi yıldız oyuncular oynamıştır.
Running from the law after a bank robbery in Mexico, Dad Longworth finds an opportunity to take the stolen gold and leave his partner Rio to be captured. Years later, Rio escapes from the prison where he has been since, and hunts down Dad for revenge. Dad is now a respectable sheriff in California, and has been living in fear of Rio's return.
FİLMİ İZLE
FİLMİ İZLE
DAĞLARIN OĞLU (1965) – Yönetmen: Yılmaz Atadeniz, Senaryo: Bülent Oran, Kamera: Mahmut Demir, Yapım: Işık Film/Işık Toroman
Oyuncular:
Yılmaz Güney, Nebahat Çehre, Erol Taş, Danyal Topatan, Reha Yurdakul, Hüseyin
Zan, Gündüz Aykut, Abdullah Ataç, Selahattin Genç, Baran Kutay, Abdullah Ferah,
Çetin Ahmet
KONU: Arap giysili üç arkadaş Suriye’de büyük bir otelin kumarhanesini
soyup kaçarlar. Soyguncular Türkiye sınırları içine girerken, jandarmalar yollarını keser. Soygunculardan
Şehmuz yaralıdır. Ahmet (Yılmaz Güney) jandarmalarla çarpışırken, Hamo (Erol Taş)
bıçağını çekip yanalı arkadaşını kalleşçe öldürür.
Amacı,
soygun paralarından bir hisseye daha sahip olmaktır. Hamo, jandarmaların elinden kurtulur, Ahmet'le
kaçabilmeleri için iki at getirmek üzere yakın çiftliklerden birine gider. Ne
var ki bir daha geri dönmez,
paralarla kaçmıştır. Ahmet teslim olur.
Hapse giren Ahmet, orada tanıdığı gariban bir mahkûmla
arkadaşlık kurar. Adı Oksüz'dür (Danyal Topatan).
Bir süre sonra genel af
çıkar. Öksüz, çok sevdiği arkadaşı Ahmet'ten ayrılmak istemez. Ancak, çevresinde Rüzgâr Ahmet olarak tanınan
Ahmet'in yaşamı tehlikelerle
doludur, öksüz, uğrunda ölmeye bile razıdır, Demir parmaklıklar arasında başlayan bu dostluk,
özgürlüklerine kavuştuktan
sonra da devam edecektir.
Kalleş
arkadaşı Hamo'nun peşine düşen Ahmet, bu arada köyün bıçkın delikanlılarını çevresine toplar.
Kaçırdığı paralarla büyük
bir çiftlik ve bir çeltik fabrikası sahibi Hamo'ya karşı bir güç oluşturmuştur.
Adamlarıyla birlikte önce fabrikaya, sonra da çiftliğe gider. Hamo hazırlıklıdır. Fabrika
müdürü (Reha Yurdakul) haberi
uçurmuştur, iki eski arkadaş yıllar sonra ilk kez karşı karşıya gelirler. Hamo, hiçbir şey olmamış gibi
dostça davranışlar sergiler.
Ahmet'e kızı Gül'ü tanıştırır. Gül, Ahmet'ten hoşlanmıştır yemeğe kalması için ısrar eder. Ertesi gün
de köyde düğün vardır. Ahmet,
Hamo'nun düzenlediği silahlı atış müsabakasına katılır. Keskin bir nişancı olan Ahmet, direkler
üzerindeki tüm cam şişeleri
teker teker parçalar. Birden yüreğine korku düşen Hamo tedirgindir.
Ahmet ile Gül (Nebahat Çehre), çay kenarında gizlice
buluşurlar. Ahmet, kızın
zaafından yararlanıp onu iğfal eder. Sonra da Gül'e tüm acı gerçeği açıklar. Onu, babasından intikam almak
için iğfal etmiştir. Gül,
birden yıkılır. Hamo, neden sonra kızının düşmanıyla ilişkisini, fabrika
müdürünün ihbarıyla öğrenecektir. Baba, kızını odaya kapatıp, dayak zoruyla bir
buluşma mektubu yazdırır. Hamo'nun amacı Ahmet'i tuzağa düşürmektir. Mektubu
alan Ahmet buluşma yerine
gittiğinde, çevresi Hamo'nun adamlarıyla sarılmıştır. Bir direğe bağlanıp kırbaçlanır ve her
attığını vurduğu sağ eli silah dipçiğiyle
parçalanır. Bu işkencenin ardından Ahmet, yarı ölü olarak ar sırtında köyüne
gönderilir.
Ahmet eski gücüne kavuşmak için
sakatlanmış eliyle atış talimleri yapar. Artık silah kullanabilecek duruma
gelmiştir. Ahmet pusuya yatıp intikam
gününü beklerken. Gül babasının baskılarına dayanamaz çiftlikten kaçar.
Ahmet'i bulduğunda her şeyi anlatır,
üstelik hamiledir. Gerçek ortaya çıkmıştır. Ahmet, “Babanı sana ve
karnındaki çocuğumuza bağışlıyorum. Bizi kimselerin bulamayacağı bir yere kaçıp gidelim," der. Ama kaçamazlar çevreleri
sarılmıştır,
Gül, silahını çekip karşılarına dikilen babasına,
"Öldüreceksen, önce
beni öldür" diye haykırır. Ama, zalim baba kızını dinlemez. Adamlanna işaret verince kanlı bir çatışma
başlar. Son anda öksüz de
gelmiştir. Hamo, Ahmet'in kuTşunlarıyla can verirken kızına, "Beni affet, bütün kabahat
bendeydi," der, Jandarmalar çevreyi kuşatıp Ahmet'i götürürlerken, Öksüz'ün teselli etmeye
çalıştığı Gül'le son kez
göz göze gelir. Gül, çocuğunu dogurup Ahmet'i bekleyecektir.(Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”
·
Almanya'da satışa çıkarılan video kasetinin jeneriğinde film adı “Dağların Arslan”ı olarak
geçer. Aslı “Dağların Oglu”dur. (Agah Özgüç)