11 Şubat 2018 Pazar

DAĞLARIN OĞLU (1965) / ONE EYED JACKS (1961)

ONE EYED JACKS (1961) Senaryosu Charles NeiderGuy Trosper tarafından yazılan ve 1962 yılında Marlon Brando’nun rejisiyle, “One – Eyed Jacks” ismiyle (Tek Gözlü Jck) 30 Mart 1961 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde vizyona giren filmden uyarlamadır.  Bu filmin başrollerini, Marlon Brando (1924-2004)Karl Malden (1912-2009) Ben Johnson (1918-1996), gibi yıldız oyuncular oynamıştır. 

Running from the law after a bank robbery in Mexico, Dad Longworth finds an opportunity to take the stolen gold and leave his partner Rio to be captured. Years later, Rio escapes from the prison where he has been since, and hunts down Dad for revenge. Dad is now a respectable sheriff in California, and has been living in fear of Rio's return.

FİLMİ İZLE



DAĞLARIN OĞLU  (1965) – Yönetmen: Yılmaz Atadeniz, Senaryo: Bülent Oran, Kamera: Mahmut Demir, Yapım: Işık Film/Işık Toroman

Oyuncular: Yılmaz Güney, Nebahat Çehre, Erol Taş, Danyal Topatan, Reha Yurdakul, Hüseyin Zan, Gündüz Aykut, Abdullah Ataç, Selahattin Genç, Baran Kutay, Abdullah Ferah, Çetin Ahmet

KONU: Arap giysili üç arkadaş Suriye’de büyük bir otelin kumarhanesini soyup kaçarlar. Soyguncular Türkiye sınırları içine girerken, jandarmalar yollarını keser. Soygunculardan Şehmuz yaralıdır. Ahmet (Yılmaz Güney) jandarmalarla çarpışırken, Hamo (Erol Taş) bıçağını çekip yanalı arkadaşını kalleşçe öldürür.

 Amacı, soygun paralarından bir hisseye daha sahip olmaktır. Hamo, jandarmaların elinden kurtulur, Ahmet'le kaçabilmeleri için iki at getirmek üzere yakın çiftliklerden birine gider. Ne var ki bir daha geri dönmez, paralarla kaçmıştır. Ahmet teslim olur.

Hapse giren Ahmet, orada tanıdığı gariban bir mahkûmla arka­daşlık kurar. Adı Oksüz'dür (Danyal Topatan). Bir süre sonra genel af çıkar. Öksüz, çok sevdiği arkadaşı Ahmet'ten ayrılmak istemez. Ancak, çevresinde Rüzgâr Ahmet olarak tanınan Ahmet'in yaşamı tehlikelerle doludur, öksüz, uğrunda ölmeye bile razıdır, Demir parmaklıklar arasında başlayan bu dostluk, özgürlüklerine kavuş­tuktan sonra da devam edecektir.

Kalleş arkadaşı Hamo'nun peşine düşen Ahmet, bu arada kö­yün bıçkın delikanlılarını çevresine toplar. Kaçırdığı paralarla bü­yük bir çiftlik ve bir çeltik fabrikası sahibi Hamo'ya karşı bir güç oluşturmuştur. Adamlarıyla birlikte önce fabrikaya, sonra da çiftliğe gider. Hamo hazırlıklıdır. Fabrika müdürü (Reha Yurdakul) haberi uçurmuştur, iki eski arkadaş yıllar sonra ilk kez karşı kar­şıya gelirler. Hamo, hiçbir şey olmamış gibi dostça davranışlar sergiler. Ahmet'e kızı Gül'ü tanıştırır. Gül, Ahmet'ten hoşlanmıştır yemeğe kalması için ısrar eder. Ertesi gün de köyde düğün vardır. Ahmet, Hamo'nun düzenlediği silahlı atış müsabakasına katılır. Keskin bir nişancı olan Ahmet, direkler üzerindeki tüm cam şişeleri teker teker parçalar. Birden yüreğine korku düşen Hamo tedirgindir.

Ahmet ile Gül (Nebahat Çehre), çay kenarında gizlice buluşurlar. Ahmet, kızın zaafından yararlanıp onu iğfal eder. Sonra da Gül'e  tüm acı gerçeği açıklar. Onu, babasından intikam almak için iğfal et­miştir. Gül, birden yıkılır. Hamo, neden sonra kızının düşmanıyla ilişkisini, fabrika müdürünün ihbarıyla öğrenecektir. Baba, kızını odaya kapatıp, dayak zoruyla bir buluşma mektubu yazdırır. Ha­mo'nun amacı Ahmet'i tuzağa düşürmektir. Mektubu alan Ahmet buluşma yerine gittiğinde, çevresi Hamo'nun adamlarıyla sarılmıştır. Bir direğe bağlanıp kırbaçlanır ve her attığını vurduğu sağ eli silah dipçiğiyle parçalanır. Bu işkencenin ardından Ahmet, yarı ölü olarak ar sırtında köyüne gönderilir.

Ahmet eski gücüne kavuşmak için sakatlanmış eliyle atış talimleri yapar. Artık silah kullanabilecek duruma gelmiştir. Ahmet pusuya yatıp intikam gününü beklerken. Gül babasının  baskılarına dayanamaz çiftlikten kaçar. Ahmet'i bulduğunda her şeyi anlatır, üstelik hamiledir. Gerçek ortaya çıkmıştır. Ahmet, “Babanı sana ve karnındaki çocuğumuza bağışlıyorum. Bizi kimsele­rin bulamayacağı bir yere kaçıp gidelim," der. Ama kaçamazlar çev­releri sarılmıştır,

Gül, silahını çekip karşılarına dikilen babasına, "Öldüreceksen, önce beni öldür" diye haykırır. Ama, zalim baba kızını dinlemez. Adamlanna işaret verince kanlı bir çatışma başlar. Son anda öksüz de gelmiştir. Hamo, Ahmet'in kuTşunlarıyla can verirken kızına, "Beni affet, bütün kabahat bendeydi," der, Jandarmalar çevreyi ku­şatıp Ahmet'i götürürlerken, Öksüz'ün teselli etmeye çalıştığı Gül'le son kez göz göze gelir. Gül, çocuğunu dogurup Ahmet'i bekleyecektir.(Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”

· Almanya'da satışa çıkarılan video kasetinin jeneri­ğinde film adı “Dağların Arslan”ı olarak geçer. Aslı “Dağların Oglu”dur. (Agah Özgüç)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder