A bandit terrorizes a small Mexican farming village each year. Several of the village elders send three of the farmers into the United States to search for gunmen to defend them. They end up with seven, each of whom comes for a different reason. They must prepare the town to repulse an army of thirty bandits who will arrive wanting food. Written by John Vogel <jlvogel@comcast.net>
______________________________
ON KORKUSUZ ADAM (1964) - Yönetmen: Tunç Başaran Senaryo:
Recep Ekicigil Kamera:
Mustafa Yılmaz,
Yapım: Artist Film / Eşref Ekicigil, Prodüksiyon Amiri: Eşref Yeni Pazar, Asistanı: Hidayet Koç, Set Amiri: Nizam Ergüden, Asistanı: Erol Batıbeki,
Montaj: Turgut İnangiray, Laboratuvar: Hilmi Başcan, Negatif Montaj:
Sezai
Elmaskaya, Sesleri Çeken: Yorgo İlyadis,
(Erman Film Stüdyosunda hazırlanmıştır.)
Oyuncular:
Tamer Yiğit, Yılmaz Güney, Tijen Par, Sevda Ferdağ, Adnan Şenses, Tunç Oral, Özkan
Yılmaz, Işın Kaan, Lütfi Umu, Oktar Durukan, Selma Güneri, Devlet Devrim, Mehmet
Ali Akpınar, Turan Aksoy, Yener Yılmaz, Ercan Tekkan, Abdullah Ferah, Eşref Küçükpazar,
Apo Ferah,
Nizam Ergüden ve Erol Taş
Konu: Kıbrıs'ta
Rum çeteleri Türk köylerine baskınlar düzenlemekte, savunmasız kadınları, masum
çocukları öldürerek çevreye dehşet saçmaktadırlar. Makarios'un örgütlediği bu
çetelerden birinin başında Gregoryen (Mehmet Ali Akpınar) adıyla anılan bir Rum
vardır. Aleko (Turan Aksoy), Hristo (Nizam Ergüden) ve diğer yandaşlarıyla yaktıkları
bir köyde iki Türk kızına (Selma Güneri, Devlet Devrim) tecavüz ederler.
Silahsız ve savunmasız köylüleri, küçük çocukları uçurumdan aşağı atan Rum çete
reisi Gregoryen, Halil'i (Tamer Yiğit) de teslim alır. Halil, Rum çeteleriyle
savaşan köy delikanlılarından biridir. Arkadaşlarının gizlendikleri yeri söylemesi
için sorguya çekilir. Halil direnir ve kendini uçurumdan boşluğa atar.
Ertesi gün motoruyla balığa çıkan Rüstem (Işın Kaan), Antalya
sahilleri yakınlarında baygın bir durumda Halil'i bulur. Onu, kız kardeşiyle
(Tijen Par) alıp evine götürür. Halil kendine geldikten sonra Kıbrıs Türklerine
yapılan zulümleri anlatır. Halil ve Rüstem bir karara varırlar. Antalya yöresinden
gönüllü toplayıp Kıbrıs'ta gözü dönmüş Rum çetecilerine karşı savaşacaklardır.
Kısa sürede korkusuz gençlerden ve ilginç tiplerden oluşan bir takım kurulur.
Kıbrıs'a hareket etmek üzere Aspendos'da buluşacaklardır. Sekiz kişi olmuşlardır.
Konyakçı (Yılmaz Güney), Kürt Mahmut (Erol Taş), veremli Suphi (Adnan Şenses),
Kadir (Lütfi Umu) ve diğerleri... Yollarının üzerindeki ormanda karşılaştıkları
bir hapishane kaçağı (Oktar Durukan) da onlara katılır. Balıkçı Rüstem'in
teknesiyle Antalya'dan hareket edip Kıbrıs'a doğru yola çıkarlar. Bir süre önce
gönüllüler arasına katılmak için başvurup, ancak çok genç olduğundan gelmesini
uygun bulmadıkları bir kaçak yolcu daha vardır teknede. Çaresizdirler, bu üniversiteli
genci de aralarına almak zorunda kalırlar. Ekipten bazı kişiler, bir kadın olarak
kendilerine köstek olacağı korkusuyla Rüstem'in kız kardeşinden rahatsızdırlar.
Ama Tijen, bu korkularının yersiz olduğunu ve bir erkek gibi savaşa hazır olduğunu
söyleyince yürekler serinler, kuşkular dağılır.
Kıbrıs'a ayak basan on korkusuz adam, geceyi terk edilmiş
bir Türk köyünde geçirirler. Ardından Halil'in köyüne vardıklarında köylüler onları
karşılar. Aralarında Halil'in kız kardeşi Sevda (Sevda Ferdağ) da vardır. Köylülerin
de desteğini alan Halil ve arkadaşları bir süre sonra, Türklerin başına bela olan
çeteyle dağlık bir bölgede karşı karşıya gelir. Gregoryen şaşkındır. Öldüğünü
sandığı Halil, sağ olarak karşısındadır. Çatışırlar. Rumlar birkaç ölü verdikten
sonra çil yavrusu gibi dağılıp kaçarlar.
Gönüllüler pusu kurup, Rumlara sandıklar dolusu cephane
taşıyan konvoyu silahla tararlar. O gün, köyde yalnızca nöbetçi olarak hapishane
kaçağını bırakmışlardır. Gregoryen, bunu fırsat bilip, adamlarıyla köyü basar.
Halil ve arkadaşları el koydukları silahların bir bölümüyle döndüklerinde, köy
garip bir sessizlik içindedir. Gördükleri manzara korkunçtur. Hapishane kaçağı
olan arkadaşları asılmıştır. Halil'in kız kardeşi Sevda kurşunlanarak öldürülmüştür.
Meydan cesetlerle doludur. Birden silahlar patlar. Köyün çevresine pusu kuran
çeteyle bir intikam savaşı başlar. Rumlar büyük kayıp verirler. Ama Kürt Mahmut,
veremli Suphi, Kadir ve Tunç (Tunç Oral) ölür. Konyakçı, Gregoryen'in peşindedir.
Halil, "Onu bana bırak," der ve çete reisini kurşun yağmuruna tutarak
öldürür. Bu sırada Türk jetleri göklerdedir, adayı kuşatma altına almıştır...
Not:
Filmin
temel öyküsü, Amerikalı yönetmen John Sturges'in 7 Silahşörler adlı
western türü filminden uyarlandı. Tamer Yiğit'in başrolünü üstlendiği filmde, özellikle
de Yılmaz Güney, suskun, sürekli konyak yudumlayan, şapkasını gözlerine doğru
indiren kendine özgü garip ve sıcak tavırlarıyla seyircinin il gisini çekti.
Filmin büyük iş yapması nedeniyle, bu kez Yılmaz Güney üzerine kurulu, Konyakçı
adıyla bir 'devam filmi' (1965) çekildiyse de, bu film beklenen gişe hasılatını
elde edemedi.” (Giovanni Scognamillo, "On Korkusuz Adam", Akşam'dan
aktarma, Sinema 65, Sayı 5, Mayıs 1965)