William Bowers (1916-1987) ve Adré De
Toth’un (1912-2002) eserinden Yönetmen Henry King’in (1896-1982) 21 Ağustos
1950 de İsveç’te gösterime giren “The
Gunfighter” isimli filminden uyarlama. Amerikan (U.S.A) yapımı bu filmde
başlıca rolleri Gregory Peck (1916-2003), Helen Westcott (1928-1998), Karl
Malden )1912-2009) paylaşmışlardır
Storyline
A reformed Gunfighter Jimmy Ringo is on his way to a sleepy town in the hope of a reunion with his estranged sweetheart and their young son who he has never seen. On arrival, a chance meeting with some old friends including the town's Marshal gives the repentant Jimmy some respite. But as always Jimmy's reputation has already cast its shadow, this time in the form of three vengeful cowboys hot on his trail and a local gunslinger hoping to use Jimmy to make a name for himself. With a showdown looming, the town is soon in a frenzy as news of Jimmy's arrival spreads. His movements are restricted to the saloon while a secret meeting with his son can be arranged giving him ideas of a long term reunion with his family far removed from his wild past. Written by Anonymous
Gregory Peck and Helen Westcott in The Gunfighter (1950) |
________________________________________
İKİSİ DE CESURDU (1963) “BEŞ
KURŞUN İKİ ADAM” - Senaryo ve Yönetmen: Ferit Ceylan Kameraman: Dinçer Önal Yapım: Meriç Film / Samim Meriç Lale Film
Stüdyolarında hazırlanmıştır
Oyuncular: Samim
Meriç (Kara Yalçın), Yılmaz Güney (Ali Duran), Semra Sar (Yalçın’ın Sevgilisi),
Hilal Esen (Hilal), Yaşar Tunalı, Ersun Kazançel (Yalçın’ın kardeşi), Önder Somer
(Komiser Hüseyin), Ali Şen (1. Ayyaş), Ferit Ceylan (2. Ayyaş), Tunç Bartu, Enver
Dönmez), Hasan Yıldız,
KONU: Yalçın
(Samim Meriç), kentin ünlü kabadayılarından biridir. Bir türlü uslanmayan Yalçın'ı,
âşık olduğu sevgilisi Figen (Semra Sar) dize getirir. Birlikte kenti terk edip,
yeni bir hayata başlayacaklardır. Sahibi olduğu kahvehanesini de kardeşi
Kara'ya bırakacaktır Yalçın. Kara (Yaşar Tunalı) ağabeyine bir haber getirir.
Konya hapishanesinde cezasını tamamlayan ünlü kabadayılardan Ali Duran (Yılmaz
Güney) kente gelmek üzere yola çıkmıştır. Haber çevreye yayılınca çeşitli yorumlar
yapılır. Kimi Yalçın'dan, kimi Ali Durandan yanadır.
Ali Duran, görevli iki jandarma arasında kente gelir.
Elleri kelepçelidir. Altı aylık sürgünü geçirmek üzere karakola teslim edilir.
Kelepçeleri açılır. Komiser Hüseyin (Önder Somer), çocukluk arkadaşıdır. Bu altı
aylık sürgünde dikkatli olması ve tahriklere kapılmaması için Ali Duran'ı uyarır.
Her gün karakola gelip yoklama defterine imza atması gereken Ali Duran küçük
bir otel odasına yerleşir. Yaşlı anasının çerçeveli bir fotoğrafını odasının duvarına
asar. Sürgündeki yaşamını kazasız belasız atlatıp, bir an önce anasına kavuşmaktır
amacı. Kendi üstünde bir kabadayı görmeye tahammül edemeyen Yalçın'ın, Ali Duran'ın
gelmesiyle birden keyfi kaçar. Kahvede ve mahallede konuşulanlar aleyhine geliştiğinden
tahrike kapılan Yalçın, kararını değiştirir ve kenti terk etmekten vazgeçer.
Ali Duran'la hesaplaşmak için fırsat kollamaktadır.
Bir gün meyhanede karşılaşırlar. Yalçın sarhoştur, laf atıp hakaret eder. Ali
Duran ona bulaşmamak için ses çıkarmaz. Masasından kalkıp gider. Yeni bir hayata
başlamaya hazırlanan Figen de sevgilisinin karar değiştirmesi yüzünden düş kırıklığı
yaşamaktadır. Gitmeleri için onu zorlar. Tartışma sonucu araları açılır Yalçınla.
Sessiz, kendi halinde sürgün cezasını tamamlamaya çalışan Ali Duran, anasıyla mektuplaşır.
Yaşlı kadın, dişlerinin yapılması için biriktirdiği parayı da oğluna göndermiştir.
Kaldığı otelin karşısındaki evde oturan küçük kız Hilal (Hilal Esen), konuştuğu,
dertleştiği tek arkadaşıdır Ali Duran'ın. Pencereden pencereye gülümseyerek, bakışarak
tanışmışlardır. Hilal, pencerede mandolin çalar. Parkta otururlar, istasyon civarında
dolaşırlar. Ali Duran gelip geçen trenlere bakar. Bu trenlerden biri, onu anasına
kavuşturacaktır.
Sözünde durmadığı için sevgilisi Yalçın'ı terk eden Figen,
otele gelip Ali Duran'ı suçlar. Yalçınla aralarının bozulmasına, mutluluğunun
yıkılmasına sebep Ali Duran'dır, Figen'e göre. Sokaklarda ıslık çalarak yürüyen
mahallenin garipan delisi Felek (Ferit Ceylan), Figen'in otelden çıktığını görünce
gidip Yalçın'a haber verir.
Ali Duran'ın günü dolmuştur. Bavulunu hazırlar. Son
bir kez karşıdaki evin penceresine bakar. Küçük kız uykudadır. Yazık ki ona veda
edemeden sabah trenine binip gidecektir. Sevgilisi Figen'le ilişkisi olduğunu
sanan Yalçın ise, silahlanıp Ali Duran'ın peşine düşer. Kıskançlık krizine kapılan
Yalçın'ı durdurmak mümkün değildir. Kardeşi Kara ile Figen, Komiser Hüseyin'i
bulup haber verirler. Ali Duran meyhanededir. Trenin kalkmasına yirmi dakika
vardır. Yalçın silahıyla Ali Duran'ın karşısına dikilir. "Silahını çek,
dövüşelim," der. Duran'ın silahı yoktur. "Bırak beni, gideyim,"
diye yalvarsa da Yalçın yumruklayıp onu yere devirir. Ali Duran sonunda dayanamaz,
kalkıp Yalçın'ın üzerine yürür. Bu kez Yalçın yerdedir. Birden bir silah sesi
duyulur. Ali Duran sırtından vurulmuştur. Onu vuran, meyhaneye silahıyla giren
deli Felek'tir. Ali Duran, trene yetişmek için yaralı olarak dışarı çıkar. Deli
Felek, "Kabadayı Ali Duran'ı vurdum, herkes benden bahsedecek. Şimdi seni
de vuracağım," diye kahkahalar atıp, Yalçın'ı da omzundan yaralar. Polisler
gelir. Silah sesleriyle dışarı fırlayan Hilal, istasyona doğru düşe kalka yürüyen
Ali Duran'a yetişir. Duran kanlar içinde yere düşerken tren geçip gider.
"Ana, ana, bu tren beni sana getiremedi," deyip son nefesini verirken
küçük kız hıçkırıklarla üzerine kapanır. Komiser Hüseyin koşarak gelir. "Her
oyunun sonunda sen ölürdün," diyen çocukluk arkadaşı Hüseyin acı içindedir.
Bu kez Ali Duran gerçekten ölmüştür...
Notlar:
Cezasını bitirip altı aylık Konya sürgünü dönüşünden sonra Yılmaz Güney'in oynadığı
ilk film. Almanya'da Ulus Video tarafından çıkarılan kasetinin jeneriğinde 'reji
ve senaryo yazarı' olarak Sadık Kurtuluş adı geçer. Oysa bu adla bir rejisör olmadığı
gibi, filmin yönetmeni, İkisi de Cesurdu da Felek rolünü oynayan Ferit Ceylan;
çeşitli bölümleri set çalışmaları sırasında oluşturulan senaryonun yazarı ise
Yılmaz Güney'dir. Sadık Kurtuluş, Kurtuluş Film adlı bir şirketin sahibi olup, İkisi
de Cesurdu'yu satın alan yapımcıdır. Filmin bir takma adı da 5 Kurşun 2 Adam'dır.
Çeşitli kent sinemalarında, özellikle de Anadolu bölgelerinde gişe rekorları kıran,
ilk Yılmaz Güney filmi olarak da dikkati çeker. Ayrıca, Yılmaz Güney'in kitlesel
açıdan halkla, seyirciyle diyalog kurmasıyla da Güney'i Güney yapan ilk
filmdir. Filmin öyküsü, birkaç kez "Antepli" gibi isimler altında yeniden
çekilmiştir. “Agâh Özgüç “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder