11 Mart 2020 Çarşamba

PAYLAŞILMAYAN SEVGİLİ 1964 / The Divided Heart



Richard Gughes (1900-1976) ve Jack Whittingham’ın  (1910-1972) senaryosundan, Charles Crichton’un (1910-1999) rejisiyle 1954 yılı yapımı olan ve 11 Ağustos 1955 yılında Amerika’da (USA) gösterime giren The Divided Heart”  (Ayrılan Kalpler) filminden uyarlama. Filmde rol alan başlıca  oyuncular; Cornell Borchers (1925), Yvonne Mitchell (1925-1979) , Armin Dahlen (1919) (kyn: www.imdb.com)



Storyline

A three-year-old orphan is adopted by a German couple shortly after World War II. On his tenth birthday, he is told that his mother, a Yugoslav refugee, is alive and wants him back. The case must be decided in court, which must decide with whom the boy will be better off. Written by frankfob2@yahoo.com
Cornell BorchersArmin Dahlen, and Michel Ray in The Divided Heart (1954)
 ___________________________________











PAYLAŞILMAYAN SEVGİLİ (1964)
- Yönetmen:
Yücel Hekimoğlu Senaryo Safa Önal  Operatör: Cahit Engin Yapım: Artist Film / Recep Ekicigil

Oyuncular: Filiz Akın (Müjgan Suna Soylu) Tanju Gürsu (Murat Soylu), Muhterem Nur (Nevin), Renan Fosforoğlu, Muzaffer Yenen, Nezihe Güler, Meriç Başaran Çocuk oyuncu: Parla Şenol (d: 1956)

Konu: Üvey anne ile kız çocuğunun dramatik öyküsü.













ON KORKUSUZ ADAM 1964 / “The Magnificent Seven”



William Roberts’in senaryosunu yazdığı ve John Sturges’in (1911-1992) 1960 yılında yönettiği “The Magnificent Seven” filminde rol alan oyunculadan bazıları, Yul Brynner, Eli Wallach, Steve McQueen, Charles Bronson, James Coburn



Storyline

A bandit terrorizes a small Mexican farming village each year. Several of the village elders send three of the farmers into the United States to search for gunmen to defend them. They end up with seven, each of whom comes for a different reason. They must prepare the town to repulse an army of thirty bandits who will arrive wanting food. Written by John Vogel <jlvogel@comcast.net>

______________________________
ON KORKUSUZ ADAM (1964)  - Yönetmen: Tunç Başaran Senaryo: Recep Ekicigil Kamera: Mustafa Yılmaz, Yapım: Artist Film / Eşref Ekicigil, Prodüksiyon Amiri: Eşref Yeni Pazar, Asistanı: Hidayet Koç, Set Amiri: Nizam Ergüden, Asistanı: Erol Batıbeki, Montaj: Turgut İnangiray, Laboratuvar: Hilmi Başcan, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Sesleri Çeken: Yorgo İlyadis, (Erman Film Stüdyosunda hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Tamer Yiğit, Yılmaz Güney, Tijen Par, Sevda Ferdağ, Adnan Şenses, Tunç Oral, Özkan Yılmaz, Işın Kaan, Lütfi Umu, Oktar Durukan, Selma Güneri, Devlet Devrim, Mehmet Ali Akpınar, Turan Aksoy, Yener Yılmaz, Ercan Tekkan, Abdullah Ferah, Eşref Küçükpazar, Apo Ferah,
Nizam Ergüden ve Erol Taş

Konu: Kıbrıs'ta Rum çeteleri Türk köylerine baskınlar düzenlemekte, savunmasız kadınları, masum çocukları öldürerek çevreye dehşet saçmaktadırlar. Makarios'un örgütlediği bu çetelerden birinin başında Gregoryen (Mehmet Ali Akpınar) adıyla anılan bir Rum vardır. Aleko (Turan Aksoy), Hristo (Nizam Ergüden) ve diğer yandaşlarıyla yaktıkları bir köyde iki Türk kızına (Selma Güneri, Devlet Devrim) tecavüz ederler. Silahsız ve savunmasız köylüleri, küçük çocukları uçurumdan aşağı atan Rum çete reisi Gregoryen, Halil'i (Tamer Yiğit) de teslim alır. Halil, Rum çeteleriyle savaşan köy delikanlılarından biridir. Arkadaşlarının gizlendikleri yeri söylemesi için sorguya çekilir. Halil direnir ve kendini uçurumdan boşluğa atar.

Ertesi gün motoruyla balığa çıkan Rüstem (Işın Kaan), Antalya sahilleri yakınlarında baygın bir durumda Halil'i bulur. Onu, kız kardeşiyle (Tijen Par) alıp evine götürür. Halil kendine geldikten sonra Kıbrıs Türklerine yapılan zulümleri anlatır. Halil ve Rüstem bir karara varırlar. Antalya yöresinden gönüllü toplayıp Kıbrıs'ta gözü dönmüş Rum çetecilerine karşı savaşacaklardır. Kısa sürede korkusuz gençlerden ve ilginç tiplerden oluşan bir takım kurulur. Kıbrıs'a hareket etmek üzere Aspendos'da buluşacaklardır. Sekiz kişi olmuşlardır. Konyakçı (Yılmaz Güney), Kürt Mahmut (Erol Taş), veremli Suphi (Adnan Şenses), Kadir (Lütfi Umu) ve diğerleri... Yollarının üzerindeki ormanda karşılaştıkları bir hapishane kaçağı (Oktar Durukan) da onlara katılır. Balıkçı Rüstem'in teknesiyle Antalya'dan hareket edip Kıbrıs'a doğru yola çıkarlar. Bir süre önce gönüllüler arasına katılmak için başvurup, ancak çok genç olduğundan gelmesini uygun bulmadıkları bir kaçak yolcu daha vardır teknede. Çaresizdirler, bu üniversiteli genci de aralarına almak zorunda kalırlar. Ekipten bazı kişiler, bir kadın olarak kendilerine köstek olacağı korkusuyla Rüstem'in kız kardeşinden rahatsızdırlar. Ama Tijen, bu korkularının yersiz olduğunu ve bir erkek gibi savaşa hazır olduğunu söyleyince yürekler serinler, kuşkular dağılır.

Kıbrıs'a ayak basan on korkusuz adam, geceyi terk edilmiş bir Türk köyünde geçirirler. Ardından Halil'in köyüne vardıklarında köylüler onları karşılar. Aralarında Halil'in kız kardeşi Sevda (Sevda Ferdağ) da vardır. Köylülerin de desteğini alan Halil ve arkadaşları bir süre sonra, Türklerin başına bela olan çeteyle dağlık bir bölgede karşı karşıya gelir. Gregoryen şaşkındır. Öldüğünü sandığı Halil, sağ olarak karşısındadır. Çatışırlar. Rumlar birkaç ölü verdikten sonra çil yavrusu gibi dağılıp kaçarlar.

Gönüllüler pusu kurup, Rumlara sandıklar dolusu cephane taşıyan konvoyu silahla tararlar. O gün, köyde yalnızca nöbetçi olarak hapishane kaçağını bırakmışlardır. Gregoryen, bunu fırsat bilip, adamlarıyla köyü basar. Halil ve arkadaşları el koydukları silahların bir bölümüyle döndüklerinde, köy garip bir sessizlik içindedir. Gördükleri manzara korkunçtur. Hapishane kaçağı olan arkadaşları asılmıştır. Halil'in kız kardeşi Sevda kurşunlanarak öldürülmüştür. Meydan cesetlerle doludur. Birden silahlar patlar. Köyün çevresine pusu kuran çeteyle bir intikam savaşı başlar. Rumlar büyük kayıp verirler. Ama Kürt Mahmut, veremli Suphi, Kadir ve Tunç (Tunç Oral) ölür. Konyakçı, Gregoryen'in peşindedir. Halil, "Onu bana bırak," der ve çete reisini kurşun yağmuruna tutarak öldürür. Bu sırada Türk jetleri göklerdedir, adayı kuşatma altına almıştır...

Not: Filmin temel öyküsü, Amerikalı yönetmen John Sturges'in 7 Silahşörler adlı western türü filminden uyarlandı. Tamer Yiğit'in başrolünü üstlendiği filmde, özellikle de Yılmaz Güney, suskun, sürekli konyak yudumlayan, şapkasını gözlerine doğru indiren kendine özgü garip ve sıcak tavırlarıyla seyircinin il gisini çekti. Filmin büyük iş yapması nedeniyle, bu kez Yılmaz Güney üzerine kurulu, Konyakçı adıyla bir 'devam filmi' (1965) çekildiyse de, bu film beklenen gişe hasılatını elde edemedi.” (Giovanni Scognamillo, "On Korkusuz Adam", Akşam'dan aktarma, Sinema 65, Sayı 5, Mayıs 1965)




MUHTEŞEM SERSERİ 1964 / “Roman Holiday”



Amerikalı (USA) yazar Dalton Trumbo (1905-1976) ve Lan McLellan Hunter’in (1915-1991) senaryosundan, William Wyler’in (1902-1981) 1953 yılında yönettiği “Roman Holiday” (Roma tatili) isimli filminden uyarlama. Bu filmde rol alan unutulmaz oyuncular; Gregory Peck (1916-2003), Audrey Hepburn  (1929-1993), Eddie Albert (1906-2005) ,



Storyline

Joe Bradley is a reporter for the American News Service in Rome, a job he doesn't much like as he would rather work for what he considers a real news agency back in the States. He is on the verge of getting fired when he, sleeping in and getting caught in a lie by his boss Hennessy, misses an interview with HRH Princess Ann, who is on a goodwill tour of Europe, Rome only her latest stop. However, he thinks he may have stumbled upon a huge scoop. Princess Ann has officially called off all her Rome engagements due to illness. In reality, he recognizes the photograph of her as being the young well but simply dressed drunk woman he rescued off the street last night (as he didn't want to turn her into the police for being a vagrant), and who is still in his small studio apartment sleeping off her hangover. What Joe doesn't know is that she is really sleeping off the effects of a sedative given to her by her doctor to calm her down after an anxiety attack, that anxiety because she hates her... Written by Huggo

MUHTEŞEM SERSERİ (1964) - Yönetmen: Ülkü Erakalın Senaryo; Özdemir Hazar ([1]) Diyaloglar: Bülent Oran Foto Direktörü: Memduh Yükman Sanat Yönetmeni: Adil Kıbıcı, Yapım: Melek Film /
Şahan Haki, Berç Arman Kürkçüyan Reji Asistanları: Mehmet Arslan, Temel Gürsu, Kamera Asistanı: Ferhad Onad, Set Amiri: Erdoğan Avcı, Işıklar: Kenan Eryılmaz, Ar Direktör: Adil Kıbıcı, Laboratuvar: Hayati Akbulut, Yılmaz Erman, Erdoğan Dolapçı,  Ali Özügül, Laboratuvar Şefi: Hilmi Başcan, Montaj/Senkron: Turgut İnangiray, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Seslendiren: Yorgo İliadis, Prodüksiyon SAmiri: Semih Sarıoğlu

Oyuncular: Fatma Girik, Ayhan Işık, Süleyman Turan, Zuhal Tan, Ahmet Tarık Tekçe, Bedia Muvahhit, Vahi Öz, Suzan Avcı, Erkan Yolaç, Nilgün Esen, Hulusi Kentmen, Semih Sezerli, Devlet Devrim, Hayri Caner, Mualla Sürer, Necdet Tosun, Kaya Volkan, Afif Yesari, Savaş Tuğ, Ayhan Aktunç, Mehmet Arslan, Zuhal Tan, Selahattin içsel, Mehmet Aslan, Tülin Dilek, Adnan Uygur, Nubar Kamçılı, Hakkı Haktan, Niyazi Vanlı

KONU: Yeni Sabah gazetesinin iki çapkın muhabiri Naci (A. lşık) ve Piire Nuri (S.Turan), patronları Vahi Bey'i (V.Öz) son derece kızdırmaktadırlar. Çünkü doğru düzgün haber yapamamaktadırlar. Tam kovulacakları sırada yeni bir şans tanınır onlara. Bir arap ülkesinin ana kraliçesi Fevziye sultan (B. Muvahhit) ve kızı prennses Zuhal (N. Esen) İstanbul'a geleceklerdir. Fevziye sultan ve prenses Zuhal dünyanın her yerinde gazetecilerden kaçmayı başarmışlardır. Bu nedenle İstanbul'a geldiklerinde fakir bir kız olan Fatma'yla (F. Girik) yakınlık kurarlar ve onun Zuhal'in yerine geçmesini sağlarlar. Böylece gazeteciler yanıltılacaklardır. Fevziye sultan ve prenses Zuhal İstanbul'da ünlü fabrikatör Şemsi Bereketli'nin (H. Kentmen) köşkünde kalacaklardır. Şemsi bey bu köşkte kız kardeşi Muazzez Hanım (M. Sürer) ve geri zekalı olan yeğeni Zühtü (A. T. Tekçe) ile birlikte yaşamaktadır. Muazzez hanım, Fevziye sultanın oynadığı oyundan habersiz oğlu Zühtü ile prenses Zuhal'in evlenmesini istemektedir. Naci ve Nuri bu köşke hizmetkar olarak girerler. Amaçları olayı bir yazı dizisi haline sokmaktır. Fakat Naci bir süre sonra prennses olduğunu düşündüğü Fatma'ya âşık olmaya başlar. Bu durumda yazacağı yazı dizisinden vazgeçer. Çünkü Fatma da ona âşık olmuştur. Bu arada köşkün bir başka köşesinde de Naci ve evin hizmetçisi Sırma (D. Devrim) arasında bir aşk başlamıştır. Bütün bunlar olurken sultan ve prensesin ülkelerinde bir grup terörist tahta göz dikmişler, bunun içinde Fevziye Sultan ile Prenses Zuhal'in yok edilmesine karar vermişlerdir. Bu iş içinde Akrep namıyla tanınan Mustafa (E. Yolaç) adlı bir gangster bulunmuştur. Naci bu suikaste engel olacak ama gerçekler ortaya çıkınca da işler değişecektir. (“Burçak Evren, “İki Ün’lü Kadın Fatma Girik”)

                                                              FİLMİ TAM İZLE 





KIRK KÜÇÜK ANNE 1964 / 40 Little Mothers



Jean Guitton’un (1901-1999) bir oyunundan Ernest Pagano’nun (1901-1953), senaryosundan Busby  Berkeley’in (1895-1976), rejisiyle 26 Nisan 1940 yılında Amerika’da (USA) gösterime giren “40 Little Mothers” filmden aynı isimle uyarlama. Başlıca rolleri, Eddie Cantor (1892-1964), Judith Anderson (1897-1992), Ralph Morgan (1883-1956) oynamışlardır.


Storyline

An out-of-work professor gets a break from an old college buddy to teach at an exclusive girl's school. But events conspire against him: he finds an abandoned child which he takes under his wing, despite the school's rules against teachers having a family; and the girls in the school resent his replacing a handsome and popular teacher, and do everything in their power to get him fired. Written by Gary Dickerson <slug@mail.utexas.edu>

Judith AndersonEddie CantorBonita Granville, and Baby Quintanilla in Forty Little Mothers (1940)
_________________________________













KIRK KÜÇÜK ANNE (1964) -  Yönetmen:Memduh Ün Senaryo: Sadık Şendil  Kamera: Mustafa Yılmaz, Şevket Kıymaz Yapım: Efe Film/Ertem Eğilmez  Sanat Yönetmeni: Stavro Yuanidis, Yapım Sorumlusu: Vecdi Benderli, Yönetmen Yardımcısı: Fevzi Tuna, Kamera Asistanı: Feridun Kete, Rafet Ateş, Işık Şefiş Erol Batıbeki, Ses Kayıt: Yoro İlyadis,

Oyuncular: Fatma Girik (Fatma/Fatoş), Göksel Arsoy (Çetin), Birsen Menekşeli (Birsen), Aziz Basmacı (Ömer), Ahmet Tarık Tekçe (Ahmet Tarık), Nurlan San, Sevil Candan, Devlet Devrim, Zuhal Tan, Yıldız Kafkas, Ahmet Turgutlu (Sütçü), Aziz Basmacı, Kenan Büke, Mürüvvet Sim (Flotild Şirinyan) Muala Sürer, Gülderen Ece (Aysel), Necdet Tosun, Vahi Öz (Hasan), Deniz Selen, Gülgün Erdem, Selma Durmuş, Semra Durmuş, Zeki Alpan, Candan Sabuncu, Memduh Alpar (Rüknettin Bey)


KONU: 64’ün yaz sonu. Haydarpaşa Garına Anadolu’dan gelen (az çok okuyup yazmış) Çetin’le bambaşka şeylere tanık oluyoruz. Delikanlının karşıya geçtiği motorda Pina Motel’de eğitim gören genç kızlar da var. Öğretmenleri Flotild Şirinyan ile İstanbul’u gezmeye gelmişler.

  Kızlar Şehir Palas Oteline yerleşir. Dönercinin önünde yutkunmasından ve son lirasını mazgala düşürdüğü için III. Ahmet çeşmesinin yakınındaki simitçiye simidi geri vermesinden, ne kadar zor durumda olduğunu anlıyoruz.

Bu arada bir genç kadın, bebeğini aynı otelde kalan kocasına bırakıp kaçar. “Artık tahammülüm kalmadı. Son ümidi de kırılan her insanın yapacağı şeyi yapmaya karar verdim. Zerre kadar vicdanın varsa çocuğumuza iyi bak. Aysel.”

. Kendisini denize atarken son anda, Çetin engel olur ve ‘olmayan parası ile’ onu ‘mis gibi bir döner’ yemeğe götürür. Aslında İstanbul’a Hasanköylü akrabasını aramaya gelmiştir Çetin, Yemek parasını ödeyemeyince karakolluk olur lokanta sahibi ile.

Sorgulama sırasında Çetin’in aradığı adamın komiser olduğu anlaşılır. “Bizim Başkomiser Ahmet Tarık Beyin hemşiresi özel bir eğitim kampında müdiredir. Yarın ondan bir mektup yazarız bu iş olur biter. Ama dur, Müdire Hanım evde kalmıştır, çocuklardan nefret eder. Bizim tarafta bir sütnine var, 510 lira verdin mi (Bay Bebek’e) kendi çocuğu gibi bakar.”

Elinde Ahmet Tarık’ın yazdığı ‘tavsiye mektubu’ ile Pina Motel Kız Kampına gelir. Müdire Hanım onu diğer hocalarla tanıştırır; Şan hocası Şeyda Bülbüler,  Lisan ve kültür hocası Flotild Şirinyan (oysa filmin başında, kızlar onun tarih hocası olduğunu söylemişlerdi); Hem jimnastik hocası hem de disiplin amiri, eski bir sporcu Maraton Ömer. Çetin, ‘hasta olan’ edebiyat öğretmeninin yerine ders verecektir. Öğrenciler ise, belki bir yanlış anlama ile, önceki ve çok sevdikleri öğretmenlerinin onun yüzünden kovulduğunu düşünürler. Artık onları tutabilene aşkolsun. Fatoş’un önderliğinde ‘yeni gelen zibidiyi doğduğuna pişman etmek için’ ne lazımsa yaparlar. Banyodayken suyunu kesmek; Yoğurt savaşında her tarafını bulaştırmak. Film kızlar ve öğretmen arasında geçen bir diyaloglarla devam ederken, Fatma ve Çetin hafiften hafiften birbirlerine âşık olmaya başlamışlardır bile. Fatma diğer yanda bir gazinodan şarkıcı olarak teklif almıştır. Ancak Çetin kıskançlığı ile Fatma’ysa bir türlü rahat vermez.

Sonra işler karışır; Sütanne Ayşe Teyze (“Memleketime gidiyorum. Kocam hastalanmış. Telgraf çekti”), der ve Bay Bebek’i Çetin’e okula geri getirir. Kızlar durumu anlarlar ama köprünün altından çok sular akmış ve artık öğretmenlerini sevmektedirler. Hem bebeği hem de öğretmenlerini koruyorlar. Çocuğunu bıraktığına pişman olan Aysel, karakoldan durumu öğrenip kampa gelir. Durum daha zorlaşır ama sonunda her şey tatlıya bağlanır. 


KARA ŞAHİN 1964 / The Mark of Zorro”



John Taintor Foote’nin (1881-1950) yazdığı ve Garret Fort’un (1900-1945)  sinemaya uyarladığı, 8 Kasım 1940 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde vizyona giren ve Rouben Mamoulian’ ın (1897-1987) rejisiyle sinemaya aktarılan; başlıca rolleri Tyrone Power (1914-1958), Linda Darnell (1923-1965) ve Basil Rathbone’nin (1892-1967)paylaştığı “The Mark of Zorro” (Zoro’nun İşareti) isimli filmden uyarlama)





Storyline

Around 1820 the son of a California nobleman comes home from Spain to find his native land under a villainous dictatorship. On the one hand he plays the useless fop, while on the other he is the masked avenger Zorro. Written by Ed Stephan <stephan@cc.wwu.edu>

Tyrone Power and Linda Darnell in The Mark of Zorro (1940
















KARA ŞAHİN (1964)  - Yönetmen: Nuri Akıncı Senaryo: Azize Ar Görüintü Yönetmen: Cezmi Ar Yapım: Televizyon Film /Nuri SAkıncı Kurgu: Diamendi Filmeridis, Kamera Asistanı: Mustafa Akergül, Güngör Tetiker, Laboratuvar: Süleyman Koyuncu, Cemil Orhon, Ertunç Bülbül, Bayram Güzel, Uğur Süleyman, Ses Kayıt: Marko Buduris, Senkron: Oral Öztürk, Süleyman Karakaya, (Yıldız Film Stüdyosunda hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Yılmaz Güney (Kara Şahin), Semra Sar (Ayşe), Ahmet Tarık Tekçe (Mahmut), Hüseyin Baradan (Ahmet), Ali Şen (Recep Ağa), Nurlan San (Zeynep), Zuhal Tan (Melek), Necdet Tosun, Barbaros Erbesler, Müşerref Birsen, Nevzat Kığı, Ali Küçük, Suzan Uçaner, Mustafa Alev, Ahmet Sert, Güngör Tetiker,

Konu: Kara Şahin (Yılmaz Güney), zor durumda kalan köylülerin kurtarıcısı olarak çevresinde ün yapan esrarengiz bir adamdır. Başındaki kara şapkasıyla, yüzünü gizlediği siyah eşarbıyla, belindeki silahı ve atıyla köylülerin yardımına hızır gibi yetişir. Bu karalara bürünmüş adam kimdir, bilinmez. Yine atıyla dolaşırken yolunun üzerinde rastladığı köylüleri soyguncuların elinden kurtarır.

Köyün zenginlerinden Recep Ağa (Ali Şen), karısı öldükten sonra oğlu Ahmet (Hüseyin Baradan), aşçısı, uşağı, hizmetçileri ve kâhyası Mahmut'la (Ahmet Tarık Tekçe) birlikte yaşamını sürdürmektedir. Çiftliğin bir de geri zekâlı aptal Memo'su (Yılmaz Güney) vardır. Bir köşede saz çalıp türkü söyler, şaklabanlık yapar.

Yaşlı Recep Ağa, gönlünü kâhya Mahmut'un kızı Zeynep'e (Nurlan San) kaptırmıştır. Oysa Zeynep, Hasan Ağa'nm oğlu Murat'la (Barbaros Erbesler) gizli gizli buluşmakta ve birbirlerini sevmektedirler. Ahmet, babası Recep Ağa'dan şikayetçidir. Verdiği harçlıkları az bulmaktadır. Bir de çiftliğin gelini olma hayalleriyle yaşayan belalısı Melek (Zuhal Tan) vardır başında. Ani bir sürpriz yapıp İstanbul'dan gelen nişanlısı Melek serbest bir kızdır. Bikinisiyle göle girer.

Bu arada Recep Ağa, üniversitede okuyan kızı Ayşe'den haber alır. İstanbul'dan yola çıkan Ayşe, yaz tatilini babasının çiftliğinde geçirecektir. Çiftlik yakınlarında Ayşe (Semra Sar), esrarengiz atlıyla tanışır. Birden ilgisini çektiği genç adam Kara Şahin'dir. Ayşe'nin köye gelişiyle, ağabeyi Ahmet ve Mahmut Kâhya kafa kafaya vererek aralarında anlaşırlar. Aralarından su sızmayan ve daha önce de adları bir cinayet olayına karışan bu ikili, yaptıkları plana göre Ayşe'yi Hasan Ağa'nın oğlu Murat'la evlendireceklerdir. Bunun için önce Recep Ağa'yı ikna ederler. Bir çifte düğün gerçekleştirmek için Mahmut da ağanın Zeynep'e olan maz Atadeniz yönetmiştir. Zaafını bildiğinden kızını ona vermeye hazırdır. Köyün aptalı Memo ise, bütün olan biteni renk vermeden gizlice izlemektedir. Gözü kulağı çiftliktedir. Ayşe'yle de arkadaş olmuşlardır. Kimse kimsenin farkında değildir.

Kâhya Mahmut, kızı Zeynep'ten ilişkisini kesmesi için adamlarını gönderip Murat'ın üzerine saldır tır. Yine Kara Şahin yetişip onu kurtarır. Ayşe, Murat'la evlenmeye karşıdır. Murat da aynı tepkiyi gösterir. Çünkü o Zeynep'i sevmektedir. Ayşe de gönlünü Kara Şahin'e kaptırmıştır. Ahmet'le Kâhya Mahmut da boş durmazlar. Ayşe'yi Murat'la evlenmeden önce, adamlarını kaçırtırlar. Amaçları Recep Ağa'dan yüklü bir para koparmaktır. Ağa, kızını kurtarmak için istenilen fidyeyi göze almıştır. Parayı, buluşma yerine gidip teslim etmek üzere yola çıktığında tuzağa düşürülür. Paraları, kâhyanın gönderdiği adamlara çaldırtır. Kara Şahin, Recep Ağa'yı yerlerde kıvranırken bulur. Ardından Ayşe'yi kaçıranların izini bulup kızı kurtarır.

Ayşe çaresizdir. Babası ve ağabeyinin baskıları sonucu Murat'la evlenmeyi kabullenmiştir. Ancak düğün sırasında tüm köy halkı birden şok geçirecektir. Murat, Ayşe'nin duvağını açtığında gelinliğin altından başkası çıkar. Bu, Ayşe değil, çiftliğin garipanlarından Tüysüz'dür (Nevzat Kığı). Ortalık karışırken çiftlik polisler ve Kara Şahin tarafından sarılır. Kara Şahin, yüzünü gizleyen eşarbı açınca ikinci bir şok yaşanır. Karalara bürünen o esrarengiz atlı, çiftliğin aptalı Memo'dur. Gerçek kimliğiyle de bir süre önce kâhya Mahmut'la Ahmet'in öldürdüğü Hacı Ömer'in oğlu komiser Şahin'dir. Komiser Şahin, babasının katillerini bulmak için aptal Memo ve Kara Şahin kılığında köye dönmüştür. Komiser Şahin'in emriyle kâhya Mahmut ve Recep Ağa'nm oğlu Ahmet tutuklanır. Ayşe de şaşkındır, Şahin'in kollarına atılır. “Agâh Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney” syf, 64”







HIZIR DEDE 1964 / "Daddy Long Legs”


Henry Ephron ve Phobe Ephron’un birlikte yazdıkları senaryodan Jean Negulesco’nun  yönetmenliğini yaptığı ve  5 Mayıs 1955 tarihinde gösterime giren “Daddy Long Legs”  (Sihirli Bacaklar) isimli müzikal oyunundan uyarlama. Filmde Başlıca rolleri Fred Astaire (1899-1987), Leslie Caron (1931), Terry Moore (1929) VE Thelma Ritter (1905-1969) oynamışlardır



Storyline

On a trip to France, millionaire Jervis Pendleton sees an 18 year old girl in an orphanage. Enchanted with her, but mindful of the difference in their ages, he sponsors her to college in New England. She writes him letters, which he doesn't read. After 3 years, he goes to visit her at a dance, not telling her that he is her benefactor. They fall in love, but the usual movie-type difficulties get in the way before they can get together at the end. Written by John Oswalt <jao@jao.com>









_______________________________________

HIZIR DEDE  (1964) - Senaryo ve Yönetmen:  Osman F. Seden  Kamera: Kenan Kurt Fon Müzikleri: Fecri Ebcioğlu Yapım: Kemal Film / Osman F. Seden Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu; Montaj: Arif Özalp, Taner Oğuz; Negatif Montaj: Alî S. Berkan; Laboratuvar: Mihail Skarpedis; Dekor: Saim Nahit Bilge; Işıklar: Necati İltaç; Set Amiri: Hasan Nurdan; Yön. Asist.: Orhan Aykanat; Kamera Asist.: Kenan Davutoğlu; Şarkıar: Ajda Pekkan; Prod. Temsilcisi: Adnan İrkut; Prod. Amiri: Yüksel Tanık, (Kemal Film Platosu'nda Çevrilmiştir, Acar Film Stüdyosu'nda Hazırlanmıştır)

Oyuncular: Ayhan Işık (Hızır Dede/Orhan), Ajda Pekkan (Leyla), Sadri Alışık (Samim), Sevda Ferdağ (Belma), Süleyman Turan (Süleyman), Öztürk Serengil (Tayfur), Kadir Savun (Kadir), Vahi Öz, Nur İnsel, Mürvet Sim, Nubar Terziyan, Mehmet Ali Akpınar, Orhan Aykanat, Hulusi Kentmen,





HALK ÇOCUĞU 1964 / Mr. Deeds Goes to Town


 Clarence Budington Kelland’ın (1881-1964) hikayesinden, Robert Riskin’in (1897-1955)  senaryosuyla, yönetmen Frank Capra’nın (1887-1991) 1936 yılında filme çektiği “Mr. Deeds Clarence Budington Kelland’ın (1881-1964) hikayesinden, Robert Riskin’in (1897-1955)  senaryosuyla, yönetmen Frank Capra’nın (1887-1991) 1936 yılında filme çektiği “Mr. Deeds Goes to Town” isimli filminden uyarlama. Filmde; Gary Cooper (1901-1961), Jean Arthur (1900-1991), George Bancroft (1882-1956) başlıca rolleri oynamışlar. (kyn: IMDB)



Storyline

Longfellow Deeds lives in a small town, leading a small town kind of life - including playing the tuba in the town band. When a relative dies and leaves Deeds a fortune, Longfellow picks up his tuba and moves to the big city where he becomes an instant target for everyone from the greedy opera committee to the sensationist daily newspaper. Deeds outwits them all until Babe Bennett comes along. Babe is a hot-shot reporter who figures the best way to get close to Deeds is to pose as a damsel in distress. When small-town boy meets big-city girl anything can, and does, happen. Written by A.L.Beneteau <albl@inforamp.net>

_____________________________
HALK ÇOCUĞU (1964) - Yönetmen: Memduh Ün Senaryo: Atıf Yılmaz, Bülent Oran  Foto Direktörü Mustafa Yılmaz Müzik: Fecri Ebcioğlu Yapım: Uğur Film/Memduh Ün 1.Reji Asistanı: Feyzi Tuna, 3. Reji Asistanı: Şengün Gökçay, Operatör Asistanı: Yılmaz Akay, Prodüksiyon Amiri: Adnan Uygur, Işık Şefi: Erol Batıbeki, Set Amiri: Nuri İnal, Set Asistanları: Melih Esen, MontajSenkron: Özdemir Arıtan, Negatif Montaj: Ali Berkan, Laboratuvar: Mihal Skarpetis, Tanaş Petridis, Matipo: Recai Karataş, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, (Acar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Ayhan IŞık, Fatma Girik, Sadettin Erbil, Birsen Menekşeli, Devlet Devrim, Bedia Muvahhit, Feyzi Tuna, Asım Nipton, Atıf Tuna, Handan Adalı, Ahmet Turgutlu, Memduh Alpar, Danyal Topatan, Savaş Tuğ, Faik Coşkun, Turan Aksoy, Zeki Tüney, Hayri Caner, Hakkı Haktan, Haluk Orçun, Nuri inal, Hüseyin Güler, Yavuz Karakaş, Nubar Kamçılı, Natuk Baytan, Hamdi Şarlıgil, Osman Türkoğlu, Faruk Panter, T.Fikret Uçak, Araksi Heba, Muammer Gözalan, Tunç Başaran, Halit Refiğ, Murat Tok, Zeki Sezer, Gülten Ceylan, Ahmet Koç, Taliha Saltı, ihsan Gedik




HALİMEDEN MEKTUP VAR 1964 / “The Three Musketeers”



Alexandre Dumas'nın Orijinal adı “The Three Musketeers” Üç Silahşörler” filminden uyarlama.

Not: Film, 1903 -2005  yılları arasında 30 dan fazla  çeşitli ülke yapımcıları tarafından TV, Dizi ve sinema filmi olarak seyirciye aktarılmıştır. (www.imdb.com)



Storyline

The hectic adventures of D'Artagnan (Gene Kelly), a young provincial noble who came to Paris to become a Musketeer. He will meet action, love, hate, King Louis XIII (Frank Morgan) and Queen Anne (Dame Angela Lansbury), as his impetuousness gets him involved in political plots... and of course, virile and indestructible friendship with the three Musketeers Athos (Van Heflin), Porthos (Gig Young), and Aramis (Robert Coote). Written by Yepok

________________________________

HALiME'DEN MEKTUP VAR (1964) - Senaryo ve Yönetmen: Süha Doğan Görüntü Yönetmeni: Şevket Kıymaz Yapım: Ünal Film / Ali Ünal

Oyuncular: Yılmaz Güney (Adanalı), Ahmet Mekin (Erzurumlu), Sevda Ferdağ (Halime), Turgut Özatay (İstanbullu), Zuhal Tan, Nurlan San, Kadir Savun, Senih Orkan, Hüseyin Baradan, Muharrem Gürses, Necdet Tosun, Özdemir Han, Ersun Kazançel, Nurlan San,

Konu: Kurtuluş Savaşı zaferle sona ermiştir. Aynı birlikte düşmana karşı omuz omuza çarpışan beş asker arkadaş terhis olurlar. Memleketlerine dönmeden önce son kez toplanırlar. Ne pahasına olursa olsun birbirlerini unutmayacaklardır. Vedalaşırken, kimin başı dara düşerse birbirlerine en kısa zamanda haber vermeye ve zor durumda olanın yardımına koşmaya söz verirler. Aradan yıllar geçer. Asker arkadaşlardan birinin başı derttedir. Üç serseri kızlarına göz koymuştur. Kasabayı haraca kesip kızlarını da rahatsız eden bu kötü adamlardan kurtulmak için, eski asker arkadaşlarını yardıma çağırmaktadır. Ne var ki, arkadaşları da kendisi gibi zamanla yaşlanmışlardır. Sonunda zor durumda olan arkadaşlarına yardım için, kendi yerlerine yetişkin oğullarını göndermeye karar verirler. Üç genç adam, Adanalı Erzurumlu ve İstanbullu yola çıkarlar. Dördüncü genç ise aslında, erkek gibi büyütülmüş bir kızdır. Oğlu olmayan baba, kızı Halime'yi erkek giysileriyle yardıma göndermiştir. Dört genç, çiftliği haraca kesip çevrede terör estiren serserilerle mücadele ederken Halime'nin kız olduğu ortaya çıkar. Halime, Erzurumlu gence sevdalanır. Çiftlik kötü adamlardan temizlendikten sonra Erzurumlu, Halime'yle, İstanbullu ve Adanalı da çiftlik sahibinin kızlarıyla (Nurlan San, Zuhal Tan) evlenirler. “Agâh Özgüç, “Bütün Filimleriyle Yılmaz Güney”



Not: Film, 1903-2005 yılları arasında 30  dan fazla çeşitli ülke yapımcıları tarafından TV, Dizi ve sinema filmi olarak seyirciye aktarılmıştır. (www.imdb.com)